Ne desem kar yağıyor.

Sana anlattıklarım
neleri susuyor bir bilsen
ve anlatmadıklarım neleri söylüyor.

Boğazımı yırtarcasına susuyorum.

ya verilmekten yıpranan cevaplardayım
ya sorulmamaktan solan sorularda.

sen ıslatmasını bilmeyen
bir yağmur oldun her akşam
ben ıslanmasını bilmeyen ahmak.
bu yüzden aşık olamadık sırılsıklam.

pimi çekilmiş coğrafyalarda
zaman ayarlı bir aşkın
en tesirsiz parçasıydın.

 ve ben
günah şeridinde hatalı sollanandım.
az gittin
uz bittin
hiç geldin

uyurken bile uykusuzluk akan gözlerinde
kaçan trenlerin hesabını
istasyonlara kesen
kalabalıkta unutulmuş bir yalnızdın
kendine kaçak yolcular bindiren
her yolcuda kendıne yakalanan
"kalbime girmek tehlikeli ve yasaktır"larla
yaşamamaya kalkışıyorsun hayata
ve ben
senden yırtılma bir yelkenle
aynı yöne gittikçe
aynı yere geldim
sonumu baştan yazdım
içimde hala bana ilk aldığın acım
gece sabahı da siyah kusuyor üstüme
aklıma yaprakların dökülüyor
bugün aklımda sen vardın
aklımı karıştırmadım

artık biliyorum
aşk bir intihar saldırısıdır
yalnızca iki kişinin öldüğü.

Aşka nişan alıp ayrılığı ıskalayan acemi
hala gözlerinde kalp kapaklarım
seni almadan içinden nasıl giderim
ve sen kaç kez bu hırsla sevildin.
koca koca kışları
kısa kısa şubatlara biriktirdin
susku sınanmamış bir ustura gibidir
susardın
iç denizine sığınmış gemileri yakan
limandın
bak şimdi
gönülsüz gittiler senden
gönlünü çaldıkların
yazmadıklarından korkarsın en çok
yaşadığın hiç bir şeyde
ve adın gibi bilirsin
aramayı unutan
bulmayı öğrenemez
bugünler dünlerden utanıyorsa hiç
yarın olamayacaklar
şimdi ne bugünsün ne yarın
olsa olsa sadece bir yarım
yada eksilen yanım
an kaybından ölen zaman
senden daha katilini bulamadı kendine.

gelseydin eğer kendimi bile kovardım
yanımdan
gelmedin
yine kendimsiz kaldım ardından
dünyanın tüm dillerinde sustum.

Sus'talı bir aşk seninki
sesinle çıplaklaşıp
suskunluğumla giyiniyorum
korunak sandığım bütün senlerde
içimde yoktan baska bir şey kalmadı
ruh ölünce
cesedi beden taşıyor sırtında
iki büklüm acılarla
patlasam her yere acı sıçrayacak
biliyorum
patlamamaya hazır bir bomba oluyorum.
Ben mi çok yorgundum sen mi çok dinç
Bende mi eksikti
sende mi fazlaydı sevinç
dilsizler yalan söyleyemez anladım
ya ben konuşamadım
ya sen sağırdın
her şeye rağmen
bana öyle çok sığdın ki
içimde kimseye yer bırakmadın
bildiğin
ağaç misali
toprağa bağlandıkça gökyüzüne uzamak
çelişkin
giden bir trende
kalanların şarkısını haykırmak
hangi dil kendini kandırabilirki
aşk bir suç değilmi
her defasında kendini ihbar edip
yakalatan
ve en saf ihanet
kendi ihanetine kanan

senin gibiler
vakitsiz susan aşkı severler
seni bu kör kuyulardan salan
neyin şarkısıysa
gözlerinin kahvesinde içtiğimde oydu
şimdi
eksilen her yanıma adını verdim
bu yüzden güzelim ben.

Dudağına düğümlediğin fırtınaları kopardın
sonunda
bir bardak suda
ben ancı sen soncu
sana dayanamadı bıçak
kemiğe dayandığı kadar
elbette unuturum sonunda
en fazla bir mevsim ağlarım
alışırım yalancı baharlara ama
ama
yine de
biri beni kandırsın yokluğunda.

Başkasının kollarında da senin yollarını
adımlamak varmış
sana anlattıklarım çok şey susuyor
ve sustuklarım neler söylüyor
gittin değil mi
şimdi ne desem kar yağıyor.

Hadi eyvallah.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Benim en güzel şarkım sensin.

Belki ben her şeyi yanlış biliyorum, hayat böyle yaşanmamalı...

Yalnızlık iyidir, bir kere trip atmıyor.