Kayıtlar

Temmuz, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Merhaba güzel kadın

Merhaba güzel kadın, seni bilmediğin şehirlerde bekliyorum. Belki yolunun hiç düşmeyeceği... Belki beni hiç göremeyeceğin yerlerden yazıyorum sana, belki hiç yatamayacaksın dizlerime. Belki ellerin avuçlarımı hiç tadamayacak. Belki bir daha kimseyi sevmeyeceğim, ayrı yollara yürüyoruz ve iki yarımdan bir tam olamıyoruz. //

Zamanı gelince vazgeçersin...

Ben sana aşığım sıcak olduğu kadar korkulası bir cümle ve bazen kalbi dönüp dolaştırıp aynı yere bırakır. İnsanın kalbi söz dinlemez ve karşısındaki acı verse de sever. Zaman zaman vazgeçmek istersin ama yapamazsın.Alışmışsındır bir kere acı çekmelere...Bazen umut verir karşındaki,hani bir bakışı yeter işte, bir şey olduğu yok aslında,bir şey olmaz işte,sadece baktığı yere denk gelmişsindir belki de.Git radyoyu aç ve onu sevmeye devam et,zamanı gelince vazgeçersin...

Bazı şeyler biterken ''son'' yazsın istemiyorum.

Bazen çok amaçsız hissediyorum. İçimden sadece bir film izlemek geliyor ve o filmi ortalarında bir yerlerde bırakmak. Sonunu merak etmiyorum, belki de her şeyin bir sonu olduğuna inanmak istemiyorum. Bazı şeyler biterken ''son'' yazsın iste miyorum. Bazen filmler bile bitmesin istiyorum. Tam esas oğlan esas kıza aşıkken elektrikler kesilsin ve araya kimse girmesin. Hepimizin istediği bu belki de; zaten öyle olmasaydı repliklerden çok filmin bütünü sevilirdi. Bizi aşkın ortasında bırakacak bir replik lazım. İşte tam o anda ikimizin kaybolacağı bir kare istiyorum. Hayatımın karesi ol istiyorum.

Aslında aşk var ama aşkı sunacak insan bulunmuyor.

''Aslında aşk var ama aşkı sunacak insan bulunmuyor. Tam bir şeyler hissediyorsun sonra; Bu da mı gol değil be, bu da mı yanlış insan... Birini sevmişsindir ve açık bir yara gibidir belki de ondan sonra başlamıştır yanlışlar... Doğru olan insan o yarayı açandır ve yanlışlar onu götümek için gelmiştir hayatına ama hangi yanlış yaralarını sarar ki?''

Doğum günüm hâlâ senede bir gün...

Çok zamansız aşık oldum belki, aşkın zamanı olmaz belki, aşkın belkisi de olmaz ki... Aşkın ''yaşı'' da olmaz deme bana sakın aşkın yaşı olur. Gidene kadar saklar gözler o yaşı ve arkanı döndüğünden göremezsin sen kalanın yaşını... İşte o y aşlarla kim bilir kaç yaşına girer aşık? Kim bilir belki de aşk'a tövbe eder. Gittiğinden beri yaşlanıyorum oysa doğum günüm hâlâ senede bir gün. O yüzden kaç yaşındasın diye sorma bana; bedenim başka gözlerim başka yaş da....