Kayıtlar

Mayıs, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Herkesin acısı kendine.

Acı insanın kendini bağlar ama bazı kişisel gelişim yazarları sevmek ve sarılmakla bütün acıların sonlanacağını söyler. Bu en büyük yalandır. Sarılmak muhteşem bir his, muhteşem bir sahipleniş ve muhteşem bir kabul ediş... Sevmek her şeyin ötesinde belki de... Acı ise her şeyin üstünde; zeytinyağı gibi her şeyin üstünde... Acı dibe çökmez hep gözünün önündedir ve öyle acıların olur ki, hiçbir sevgi iyileştirmez. Çok canı yanan bir insana gidin sarılın ve onu sevdiğinizi söyleyin. Geçti mi acısı? Geçmedi, sadece anlık bir his kaybı oldu. Bu kırmızı bibere çok acın var ama seni seviyorum demek gibi ve o biber hep acı. Sadece sevdiğiniz için anlık bir his kaybı oldu yediniz ama yandınız. Herkesin acısı kendine...

Acı yine geçer gider ama hafızan ondan kurtulamaz.

Bazen bir ilişkiden silmeye kıyamadığın mesajlar kalıyor... Zamanla onları da siliyorsun çünkü hiçbir acı kalıcı değil. Sadece canımızı yakmaya geliyorlar, kalacak yerleri yok... Aslında kimsenin bizde kalacak yeri yok, bazıları ruhumuzun, bazıları bedenimizin ziyaretçisi... Dokunmak her zaman hissettirmez, hissedemezsin. Unutamadığın biri vardır mesela, dudakların hala onundur, bir de senin dudakların var sonra başkasını öpemezsin işte... Üç dudakla öpüşülmez. İçinde biri v arken başkasında kendini göremezsin, gece olmuş gündüz olmuş fark etmez. Kimden neyin kaldığı, senin neyi kendine ne kadar kattığınla ilgili bir şey. Bir şampuan reklamı görürsün onu hatırlarsın, bir çikolata reklamı olur ya da bir kahve içersin aklından çıkmaz. Paylaştıkların hep hayatında bir de bazen hayatına biri girer ve bir daha onun gibisini bulamazsın. O zaman işler biraz karışır, acı yine geçer gider ama hafızan ondan kurtulamaz.