Kayıtlar

Temmuz, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir meyveli soda iyi gelir.

Geçmişinde bir fahişe olabilirsin, memelerini sayısız erkek ellemiş olabilir. İnsan geçmişinden sıyrılamayabilir. Bazıları bazen düşünür. Neden böyle oldu? ya da neden bunları yaşadım sorularıyla başbaşa kalır. İşin aslı yüzlerce adamın memelerini ellemesi kötü bir şey çünkü sen bir orospu sıfatıyla yaşasan dahi insansın ve iyi bir insan olmak için hiç dokunulmamış memelere sahip olmak gerekmez. Şimdi tekrar düşün, geleceğin başkalarının değil senin s*kebildiğin geçmişinden geçer. Bir meyveli soda iyi gelir.

Bence güzel bir kek yapabilirsin.

Birinin yüzüne alışmak diye bir şey var. Birinin yüzünü bile unutmak var. İlişkinin içinde birinin yüzünden sıkılmak var. Bu neyin işareti olabilir ki? Yine mi ayrılık var acaba… Artık daha sık görmek istemiyorsun sevdiğin insanı belkide aşk hikayesiydi sizinki, bildiğin hikaye işte, aşkı bir yana… Bir insanın yüzünden sıkılmak, işte berbat bir şey bu. Bir ömür boyu birbirinin yüzüne aşık kalan i nsanlar var, ben kalamıyorum. Bazen her şey bir yana, sadece güzel kek yapabilsin istiyorum. İlişki yetenek işi, sevmek insanın kendini yenilemesi demek. Esmer bir kıza aşık olup, sarışınlarla kesişmek var. Bazen olum sen boku yedin diyorum. Yalnız değilim bir çoğumuz ilişki konusunda boku yedi. O zaman bir şarkı söyleyelim denize karşı, dalgalar yüzümüze sıçratırken tuzlu suları, birbirimizin yüzünden sıkılmamak için dua edelim. Bu arada kek olayını unutmuş değilim, bence güzel bir kek yapabilirsin.

Bazıları yanına gelmez, bazıları aklına...

Eski sevgiliyi unutmak için yeni sevgili bulmaya gerek yok. Zaten böyle bir unutkanlığın sonu da yok... Birini unutmak içini birini sevmeye çalışmak ya da olur ya denk gelir çalışmadan seversin. Etrafında olan biriyle, eskileri unutmak için bir şeyler denersin. Derken kızın biri gelir; ''Hiç aklına gelmiyor muyum?'' diye sorar. ''Gelmiyorsun'' diyebilmelisin. Zaten hayat böyledir. Bazıları yanına gelmez, bazıları aklına...

Baktın gidiyorum bırak gideyim.

Baktın gidiyorum bırak gideyim. Arkamda su dökme ki, dönüşüm olmasın ve gözyaşı da bir sudur unutma. Kalbin kalbe karşı olduğunu söyleyenler ve buna inananlar var. Çok yürüdüğünde ya da çok koştuğunda dalağı şişenler, çayı bardakta soğutanlar, kendini tekrar edenler... Birinden gitmek, gitmelerin en güzelidir aslında. Kolay bir şey değildir ve cesaret ister, öyle ki herkes cesaretli insanları seve r. Bazı şeyler için olmadık kapılarda beklersiniz. Sizi seven birini sizinde sevmeniz gerekmez. Hayat bence cümlelerden ibaret ve bir yazının içerisinde koparılmayan bir cümle ne kadar özgür olabilir ki? Dünyanın en iyi yazısı, dünyanın en uzun yazısı mıdır? Biz çoğu yazıyı okumaya kalktık ama uzun diye vazgeçtik. Biz, bizi yoracak şeyleri sevmedik. Zaten okumak başlı başına bir ciddiyet ister, yazmak her zaman o ciddiyeti gerektirmez. İnsan tipleri de buna benzer. Kimiler yazar tipliler, kimileri okur. Okuyanlar hazırcı değildir ve yazanlar her zaman doğruyu söylemez. Binlerce puştluğun dönd...

Lütfen,görmeyeyim seni.

Bir yaşamak istediğimiz şeyler var, bir de bize hayatın yaşa diye dayattığı şeyler… Belkide bu yüzden biraz inatçı ve isyankar oluyoruz. İnsan kendini tanıyamıyor bazen… Çözümsüz sorular gibiyiz ve Sezen Aksu’nun da dediği gibi; Aslına bakarsan insan olarak iyiyiz…. Ve devamı da var; ama daha fazlasını isteme benden yalvarırım, ben bittim artık kalmadım. Lütfen Görmeyeyim seni Bir yerlerde karşıma çıkma Konuşmayalım, bakışmayalım Ne olursun... http://fizy.com/#s/1d78m7

İlla birileri mutlu olacaksa başta ben olayım.

Telefonunuzda ''Babam'' ya da ''Annem'' adında bir numaranın kayıtlı olması bile yeter bazen. Bizler korkak insanlarız, kaybetmekten korkuyoruz, alışmak gibi kötü bir alışkanlığımız var. Alışmaya bile alışıyoruz, ne kısır bir döngü böyle... Hayatımızdan çıkan bir numara; hani şu bazılarının telefonunda ''Aşkım'' şeklinde kayıtlı olanlar... Ben kimseyi ''Aşkım'' diye kaydetmem mesela. Kimse hakkını  veremez aşkın diye değil sadece ''Aşkım'' kelimesi bana itici geliyor. Ben çok sevince başka başka sıfatlar, yakıştırmalar bulabiliyorum. Zaten çok sevdiğinde ona her şey yakışıyor. Bazılarına hiçbir şey yakışmaz ve ben herkesin mutlu olmasını isteyen bir adam değilim. Evet herkes mutlu olmasın çünkü gerek yok, ayrıca herkes mutlu olmayı hak etmiyor zaten. İlla birileri mutlu olacaksa başta ben olayım. Bu arada dengesiz adamlar zeki oluyormuş, o kadar dengesiz biriyim ki, bendeki denge ip cambazında olsa; ilk adı...

Benim senden başka işim yok ki.

Bazen aşık olasın gelir, neden aramaya gerek yok. Bir şarkı dinlerken bile aşık olmak isteyebilir insan. Bazı şarkılar tek başına dinlenmiyor mesela. Dinlenir dinlenmesine ama onu yanına çağırır işte, ya başında ya nakaratında... İnsan kendine yeter aslında ve müziğin sesini çok açanlarımız var. Geçen gün bizim şarkımız diye bir şarkı bulmuş kendine, baktım bizim şarkımız değil. Sizin için ölen bi r insan bir kaç ay sonra başka biri içinde ölebiliyor. Sırf bu yüzden bile aşık olmak, birini çok sevmek, çok çekici gelmiyor bana... Elbette insanın duyguları değişebilir ama asıl yetenek her geçen gün karşındaki insanı bir kez daha sevebilmek için bulduğun bahanelerdir. İnsanın ilişkiye duyduğu saygı tam olarakta budur zaten. Bugün seni seviyorum, yarın da bir neden bulurum severim. Daha sonra seni yeniden keşfeder yeniden severim. Benim senden başka işim yok ki...

Sen zahmet etme.

Kaybetmekten daha yararlı bir şey yok... İnsanın bakış açısı değişiyor bir kere, ''ne yapabilirim?'' diye düşünüyorsun. Yeni yollar keşfediyorsun ve direncin artıyor. Bağlılığın azalıyor bazen ve olmadık zamanda sevgilin çekip gidebiliyor. Bugün bir kez daha kaybettim seni. Arayışlarım çoğalmadı aksine azaldı. İnsan kaybederken, güvenmeyide unutuyor bazen. Ve sen zahmet etme ben senin yerinede unuturum. 

İyi ki doğmuşsun çocuk!

Hayat çabuk tükenen bir şey, her gün kaybedilen, geç kalınan ve bardakta çayımızın soğumasına sebep olan... Küçükken bardakta annemin soğuttuğu çaylarım vardı benim ve çok iyi bilirdim ki; çocuklar çay içmezdi ama büyürdü. Merhaba yeni yaşım, hoşgeldin ve bana iyi bak, skerim belanı!

Şimdi git! Hatalarını tüket ve öyle gel bana!

Ben kendime uzun ve acılı bir yol seçtim. Bu yol her aşka ana avrat dümdüz gidiyor. Böyle bir yolda hayata kaç şeker atsam tatlanır?

Korkma aşktan,aşk senden korksun ulan!

Geride bıraktıkların diyorum sana! Onları hiç düşünmüyor musun? Farzet bir tiyatro oyunundasın ve sahnede senin hayatın oynuyor.Sen karanlıkta insanların ayaklarına basa basa çıkıyorsun salondan.İnsanlar senin bıraktığın acıyla kalıyor geride...Sense oyunun sonunu bile göremeden gidiyorsun bu hayattan.Nasıl başaracaksın sessizce yok olup gitmeyi,ardında acılar bırakmamayı? Kendi ölümüne kaza süsü vererek mi?